Bu sıralar kurabiyelere taktım kafayı, arkadaşlarımın hediye aldıkları kurabiye kalıplarından mütevellit sanırsam… Yalnız bu seferki baharatlı kurabiyeme nazaran çok daha leziz oldu, itiraf etmeliyim :)… Bir reklam vardı ya “Babam öyle diyoooo!”; bende diyorum ki;; “Eşim öyle diyoooo!” :)
Malzemeler;
150gr tereyağı ( tuzsuz)
250 gr un
100gr badem (çekilmiş)
Bir yemek kaşığı keten tohumu
Bir tatlı kaşığı portakal kabuğu şekerlemesi
1 yumurta sarısı
50 gr pudra şekeri
Bu malzemeleri kulak memesi kıvamında oluncaya yoğuruyoruz, sonra strece sarıp 30 dakika kadar
dolapta bekletiyoruz. Hamurumuzu ince bir şekilde merdane yardımıyla açıyoruz. ( Merdaneniz
yoksa, streç ya da folyo ruloları çok işe yarıyor, aklınızda olsun. ) Kalıplarımızla şekil verdikten
sonra 175 derecedeki soğuk fırınımıza pişmeleri için koyuyoruz, 10 dakika sonra dereceyi 150’ye düşürüyoruz. Hafif rengi tatlılaşınca ( altın kıvamı da denebilir) piştiler demektir.
dolapta bekletiyoruz. Hamurumuzu ince bir şekilde merdane yardımıyla açıyoruz. ( Merdaneniz
yoksa, streç ya da folyo ruloları çok işe yarıyor, aklınızda olsun. ) Kalıplarımızla şekil verdikten
sonra 175 derecedeki soğuk fırınımıza pişmeleri için koyuyoruz, 10 dakika sonra dereceyi 150’ye düşürüyoruz. Hafif rengi tatlılaşınca ( altın kıvamı da denebilir) piştiler demektir.
Benim kurabiyelerimin bu seferki pişme öyküsü cidden komikti. Geçenlerde bahsetmiştim, fırınımın üst rezistansları yanmıyor, yani sadece alt kısmı pişiriyor, hatta artık başında beklemezsen yakıyor bile.. Fırına kurabiyeleri pişmeleri için koyduk, geri kalan kurabiyeleri şekillendirirken fırının başında eşim nöbet tuttu, alt rengi koyulaşmaya başlayınca, tepsiyi bir hışımla aldık ve kurabiyeleri ters düz ettik. Ön taraflarını da pişirdikten sonra hemen komik fırınımdan yanmalarına izin vermeden çıkarıverdim..
Neyseki ikinci tepside daha da deneyim kazandığım için zaiyat vermeden güzel kıvamda pişirebildim.
Neyseki ikinci tepside daha da deneyim kazandığım için zaiyat vermeden güzel kıvamda pişirebildim.
Ah ya bu olacak iş mi diye hayıflandım durdum.. Biz iki tembel niye hala fırını tamire götürmedik diye sorarsanız; öyle bir yerde oturuyoruz ki; dağın tepesi desem yeridir. Buralardaki servisler fırını
mini diye tamir etmiyor, kısacası bize yenisini alın diyen bile oldu… Zaten şurada 3 aya bu evden
çıkacağım o zaman nasip olursa büyük fırın almak niyetindeyiz, şimdi fırın almaya ne gerek var değil mi? Dün yeni yaptığım bir pastam için pandispanyamı gidip kayınvalidemde pişirdim artık napayım. :) Bundan sonra fırın kullanmaya kapı arıyorum haberiniz olsun...
mini diye tamir etmiyor, kısacası bize yenisini alın diyen bile oldu… Zaten şurada 3 aya bu evden
çıkacağım o zaman nasip olursa büyük fırın almak niyetindeyiz, şimdi fırın almaya ne gerek var değil mi? Dün yeni yaptığım bir pastam için pandispanyamı gidip kayınvalidemde pişirdim artık napayım. :) Bundan sonra fırın kullanmaya kapı arıyorum haberiniz olsun...
Bu kurabiyeleri market market dolaşıp aradığım ve en sonunda bulduğum süsleme glazürlerimle renklendirdim, çok keyifli ama yorucu bir işmiş, bir gün pastacılık kursuna gidip şeker hamurlu o şirin kurabiyeler yapmak niyetindeyim, hayırlısıysa tabii ki.. Şimdilik bunlarla idare ediyoruz. Sizleri özlemişim, bugün ne kadar uzun yazdım kendime inanamıyorum….
Size şimdiden iyi denemeler… Sevgiler...
Süper tarifler. Ellerinize sağlık.
YanıtlaSilteşekkürler...sevgiler
Sil